Kişinin içsel kaynaklarının, kısa süre için de olsa baş etmekte yetersiz kaldığı ve uzun süreli psikolojik belirtiler üreten olayları travmatik olarak tanımlayabiliriz. Ruh sağlığı hizmetlerine başvuranların tecrübe ettiği belli başlı travma çeşitleri; çocuk istismarı, kitlesel kişilerarası şiddet, doğal afetler, kazalar, tecavüz ve cinsel saldırı, partner şiddeti, başka birinin ölümüyle yüz yüze gelmek, savaş, yaşamı tehdit eden tıbbi durumlar ve acil durum çalışanlarının travmaya maruz kalmasıdır.
Bunlara ek olarak yapılan birçok çalışma kişiler arası travmalara maruz kalanların diğer travmalara maruz kalma riskinin istatistiki olarak daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle travmaları ayrı ayrı tanımlamak ve listelemektense farklı travmalar arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını da fark etmek önemlidir. Mesela çocuklukta istismar veya ihmal, ergenlik ve yetişkinlikte çeşitli belirtilere ve uyum bozukluklarına yol açabilir (madde istismarı, evden kaçma, rastgele cinsel davranışlar, bağlanma sorunları ve disosiyasyon veya inkar sebebiyle tehlike farkındalığını azalması) ki bunlar da daha sonra kişilerarası travma yaşama olasılığını arttırır.
Travmanın Etkileri
Travma sonrası ortaya çıkan sonuçlara katkı yapan ve bu sonuçları düzenleyen bireysel, toplumsal ve travmaya özgü değişkenler klinik uygulama açısından önemlidir. Benzer bir travmaya maruz kalan iki kişinin tepkileri farklı olabilir. Biri hafif, geçici belirtiler gösterirken diğeri aylarca hatta yıllarca devam eden ileri düzeyde belirtiler gösterebilir.
Peki travma sonrası ortaya çıkan belirtileri daha şiddetli ve karmaşık hale getiren değişkenler nelerdir?
Mağdura dair değişkenler
- Kadın cinsiyeti
- Daha genç ve daha yaşlı bireyler
- Irk/etnik azınlık mensubu olma
- Düşük sosyoekonomik statü
- Var olan psikolojik problemler
- Daha az işlevsel olan baş etme tarzları
- Ailesel işlev bozukluğu ya da ailede psikopatoloji öyküsü
- Daha önce travmaya maruz kalma geçmişi
- Travma esnasında başlayan ve sonrasında devam eden disosiyasyon
- Travma esnasında veya hemen sonrasında daha fazla stres yaşamak travma sonrasındaki tepkilerin şiddetini arttırır.
Stres Kaynağının Özellikleri
- Kasıtlı şiddet eylemleri
- Yaşama dönük tehdit olması
- Fiziksel yaralanma
- Savaşa maruz kalma düzeyi
- Ölüme tanık olmak
- Travma sebebiyle bir yakının kaybedilmesi
- Öngörülemezlik ve kontrol edilemezlik
- Cinsel olarak kurban durumuna düşürülme
- Daha uzun süreli ya da daha sık yaşanan travmalar
Bu travma özelliklerinin travma sonrası stresin ortaya çıkmasında önemli bir etkisi vardır.
Toplumsal Tepki, Destek ve Kaynaklar
Aile üyeleri, arkadaşlar ve diğerlerinin desteğinin travma sonrası tepkilerin yoğunluğunu azalttığını söyleyebiliriz. Travmanın açıklanmasının ardından suçlamayan tepkiler, sevilen kişilerden gelen ilgi ve bakım, bu olaydan sonra yardım eden kişilerin ve yardım kuruluşlarının olması önemlidir. Fakat travmaya maruz kalan kişiye gösterilen toplumsal tepkiler travmanın özelliklerinden ve kurbana ait değişkenler den bağımsız değildir. Örneğin, kimileri depreme maruz kalmış kişiyi, tecavüze maruz kalmış kişiden daha masum ve şefkate layık görebilirler. Çoğu araştırma, toplumsal desteğin travmanın nihai etkileri açısından en güçlü belirleyicilerden biri olduğunu işaret etmektedir. Bu durum travma tedavisinde terapötik ilişkinin de önemini gösterir.
Kaynakça: Briere, J.N., Scott, C. (2016). Travma terapisinin ilkeleri belirtiler, değerlendirme ve tedavi için bir klavuz. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Konu Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin İletişime Geçiniz